Blogumuza Hoşgeldiniz

17 Mart 2016 Perşembe

Beslenmenin Bireye Ve Topluma Katkısı

Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden beklenen uygarlık seviyesine ulaşabilmesi ancak bedensel ve zihinsel yönden güçlü, sağlıklı ve yetenekli bireylerin varlığına bağlıdır. Ülkemiz nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan çocuk ve gençlerin yeterli ve dengeli beslenmiş olmaları, onların gelecekte sağlıklı ve üretken bireyler olması için ön koşuldur. Çocuğun kişiliği özellikle okul öncesi dönemde şekillenmekte, yetişkinlik çağındaki davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi bu yıllara dayanmaktadır. Okul öncesi çocuklarda hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle pek çok besin öğesine olan gereksinim yaşamının diğer dönemlerine oranla daha fazladır. Bu nedenle bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş beslenme alışkanlıkları edinmek de çok önemlidir. Çocuğun bu yaşlarda kazandığı sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatının sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Çünkü sağlıklı beslenme çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişmesi ve davranışları üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Bir-altı yaş grubu çocukları kapsayan okul öncesi dönemi “oyun çocuğu” dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu dönemde ilk yaştan itibaren çocuk giderek bağımsızlık kazanmaya başlar, aile içinde çocuk değişmeye başlayan bir birey haline gelir. Bu sayısız gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.
Oyun çocuğu döneminde çocuk beslenme bakımından kendisine sunulan besinlere tabidir. Anne, baba ve varsa bakıcılar kendi yiyecek alışkanlıklarının, sevdikleri ve sevmedikleri şeylerin çocuk tarafından taklit edileceğini bilmelidirler. Anne ve babanın yedirme için ısrarları, ödüllendirme, ceza verme gibi yemek yeme sürecini vurgulayan tutumları çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. Çocukların yiyecek tüketimleri günlük olarak değişmektedir ve bazı günler az, bazı günler fazla yemeleri bu yaş grubunun özelliklerindedir. Bununla birlikte yemeklerini belirli saatte vermek, öğünler dışında abur cubur tabir edilen bisküvi, kraker, simit, kola, çikolata gibi besinlerin yenmesine izin vermemek gibi önlemlerle çocuğu düzenli bir beslenme programına alıştırmaya çalışılmalıdır.
Ülkemizde okul öncesi çocuklarda görülen önemli sağlık sorunları arasında protein-enerji malnütrisyonu, D vitamini yetersizliği, anemi, çeşitli vitamin yetersizlikleri, basit guatr ve yaygın diş çürükleri yer almaktadır. Ayrıca son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de okul öncesi ve okul çağı çocuklarda obezite (şişmanlık), yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarındaki hızlı değişimlere bağlı olarak hızla artan bir sorun haline gelmiştir. Okul öncesi çocuk grubunun beslenmeleri tamamen başkalarına bağlı oldukları için bu yaş grubunda görülen aşırı yemek yeme yani şişmanlık daha çok anne, baba ve bakıcıların hatasıdır. Enerji tüketiminin artmasıyla fazla tüketilen bu enerji yağ olarak vücutta depolanır ve aşırı kilo alımı ile kendini gösterir.

Beslenme Özeti

Okul öncesi (1-5 yaş) dönemindeki çocuklarda yeterli ve dengeli beslenme önem taşır. Bu döneme okul öncesi veya oyun çocuğu dönemi denir. İlk yaştan itibaren çocuk giderek bağımsızlık kazanmaya başlar. Bu gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.
Çocuğun günlük gereksinmesinin karşılanması kadar, olumlu ve düzenli beslenme alışkanlıklarının da kazandırılması gerekmektedir. Bunun için öğünlerinin düzenli olması ve öğün atlamama alışkanlığının çocukluk çağında kazandırılması gereklidir. Bu dönemde beslenme ve sağlık sorunlarının başında; büyüme ve gelişme geriliği, kansızlık ve şişmanlık sayılabilir. Ayrıca iştahsızlık, aşırı yemek yeme diğer sorunlardandır.

Menü Planlaması

Okul kantinlerinin ve son yıllarda hızla artan hizmet özelleştirilmesi kapsamında dışarıdan yemek hizmeti satın alarak verilen yemekhane hizmetlerinin, öğrencilerin beslenmesinde önemli rol oynadığı görülmektedir. Özellikle tam gün hizmet veren kreş ve gündüz bakım evleri, ilköğretim okulları ile yatılı ve pansiyonlu okullar  için öğrencilerin beslenmelerine olumlu katkı sağlayacak toplu beslenme hizmetlerinin kaliteli, yeterli ve dengeli beslenme ilkelerine uygun yürütülmesi son derece önemlidir. Kreş ve gündüz bakım evleri ile okullarda yürütülen toplu beslenme hizmeti birçok işlemi kapsayan karmaşık bir süreçtir. Hizmetin her bir aşaması, ayrı bir önem taşır. Toplu beslenme hizmetleri, birbirini izleyen ve oldukça geniş kapsamlı süreçlerin yönetim ve denetimini gerektirir.

Yemek seçiminde menü örüntüsü açısından yemekler birbirini izleyen günler itibariyle de çeşitlilik göstermeli, sık tekrarlardan kaçınılmalıdır .

 • Haftanın aynı günlerine, benzer örüntüdeki menülerin gelmemesine dikkat edilmelidir.
  Birinci kap yemekler bütçe ve kuruluşun olanakları dahilinde ve yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri çerçevesinde büyük parça et yemekleri, küçük parça et yemekleri, köfteler ve etli sebze yemekleri birbirini izleyen günlerde dengeli bir şekilde dağıtılır. 

 Birinci kap yemeklerden etli sebze yemeklerinin yanına II. kap yemek olarak zeytinyağlı sebze yemekleri, III. kap olarak da salatalar verilmemelidir. 
 Etli dolma ve sarmaların yanına II. kap olarak pilav verilmemelidir .

 •  Etli kuru baklagil yemeklerinin yanında II. kap olarak makarna, börek veya zeytinyağlı yemekler verilmemelidir .

 • Çocukların kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanması bakımından her gün mutlaka bir kalsiyum kaynağırun (süt ve ürünleri) bulunmasına özen gösterilmelidir .

 •  Zeytinyağlı yemeklerin yanına III. kap olarak salata verilmemelidir.
 Çorbalann yanına komposto, hoşaflar verilmemelidir . 

• Pilav, makarna, börek yanına tatlı verilmemelidir.


Yeterli Ve Dengeli Beslenme

Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin görünüşü şöyle tanımlanabilir;

- Sağlam bir görünüş,
- Hareketli ve dikkatli bakışlar,
- Muntazam, pürüzsüz, hafif nemli ve hafif pembe bir cilt,
- Canlı ve parlak saçlar,
- Kuvvetli, gelişimi normal kaslar,
- Düzgün, iyi gelişmiş kol ve bacaklar,
- Sık sık baş ağrısından şikayet etmeyen, iştahlı, çalışmaya istekli kişilik,
- Vücut ağırlığı, boy uzunluğuna ve yaşına göre orantılı,
- Zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimi normal, devamlı çalışabilen bir kişilik

Besin öğeleri vücudun gereksinmesi düzeyinde alınamadığında, yeterli enerji oluşmadığı ve vücut dokuları yapılamadığında ise "YETERSİZ BESLENME" ortaya çıkabilir. 

İnsan gereğinden çok yerse, besin ögelerini de fazla alır. Çok alınan bazı besin ögeleri vücutta yağ olarak birikir ve sağlık için zararlı hale gelir. İnsan yeterince yemesine karşın, uygun seçim yapamadığında ya da yanlış pişirme yöntemi uyguladığında besin ögelerinin bazılarında kayıplar olur. Besin ögeleri vücut çalışmasındaki işlevlerini yerine getiremez, sonuçta yine sağlık bozulur. Bu durumların hepsine birden DENGESİZ BESLENME"denir.


Yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerin görünüşü şöyle tanımlanabilir;

- Hareketleri ağır, isteksiz, eğilmiş bir vücut,
- Şişkin bir karın,
- Ciltte çeşitli yara ve pürüzler,
- Sık sık baş ağrısından şikayet,
- İştahsız, yorgun, isteksiz bir kişilik.

Okul Öncesi Dönemde Beslenme Eğitimi


  1. Okul öncesi çocuğunun yeterli ve dengeli beslenmesi, aşırı yemek yemesi ya da yüksek kalorili yiyecekleri çok yemesi demek değildir.
  2.  Çocuk kişisel özelliklerine göre beden ihtiyacını karşılayacak şekilde beslenmelidir.
  3.  Çocuklarınıza kendi kendine servis yapmaya teşvik edin. Yemeği televizyon seyretme saati olarak değil, yemek zamanı odaklı haline getirin.
  4. Tatlıları ana yemek yapmaktan ve ödül olarak sunmaktan kaçının.
  5.  Yemek yerken onlara zaman konusunda baskı yapmayın.
  6.  Çocuklar bu dönemde oyun oynamayı çok sevdiği için yemek yeme sürecini de eğlenceli hale getirin.
  7. Yemek yerken günlük olan olaylardan, arkadaşlarınızla yaptıklarınızdan bahsedin ve onlarla paylaşın.
  8.  Çocuklarınızı mutfak işlerine dahil edin. Kendi hazırladıkları besinleri yemek daha zevkli olacaktır.
  9.  Her şeyden önce gevşeyin ve dikkatinizi çocuğunuzun yemeğine değil onun yeme davranışlarında olan pozitif gelişmelere odaklayın.
  10.  Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temeli çocukluk döneminde atıldığından bu çağlarda verilecek eğitim birey olma yolundaki çocuk için çok önemli olmaktadır.
  11. Besinler, içerdikleri besin öğelerinin türleri, kalitesi ve miktarları yönünden farklıdır.

Okul Öncesi Dönemde Sık Görülen Beslenme Ve Sağlık Sorunları

Yeterli ve dengeli beslenmeyen çocuklar sık 
hastalanır,
Hastalıkların iyileşmesi uzun sürer,
Ölümcül olabilir,
Protein-enerji yetersizliği,
Demir eksikliği anemisi,
İyot yetersizliğine bağlı hastalıklar,
Vitamin ve mineral yetersizlikleri gibi sağlık sorunları sık görülür.
Bu dönemde;
iştahsızlık,

oyemek seçme

aşırı yemek yeme sık rastlanan sorunlardandır.
Çocuğun  ara  sıra  iştahsızlık  yaşaması  veya  iştah
dalgalanmalarının olması olağan karşılanmalıdır.

Yemek seçen çocuğa, istemediği besin farklı yemek 
içinde sunulabilir.(Örneğin  yumurta menemen  ya  da  
sebzeli  yumurta  şeklinde sunulabilir.)

Aşırı  yemek  yiyen  çocukların  tabağına  büyük
porsiyonlar  servis edilmemeli, çocuğa  için  oyun 
oynarken ve televizyon seyrederken yiyecek 
verilmemelidir.

Okul Öncesi Çocuklarının Besin Öğeleri İhtiyacı



ENERJİ : Çocuklarda devamlı büyüme ve gelişme sürecindedir.
 Günlük enerji ihtiyacı 80 – 90 kal/kg/gün

PROTEİN : %50’ si hayvansal kaynaklı olmalıdır.
 Günlük protein ihtiyacı 1 – 2 gr/kg/gün

KARBONHİDRAT : Günlük enerjinin çoğunu karbonhidratlardan şeker sağlamaktadır.% 50 – 60 ‘ ı değişik türlerden karşılanmalıdır.



YAĞ : Enerji sağlar. Yağda eriyen vitaminlerin kullanılmasında, sinir sisteminin çalışmasında etkilidir.Günlük enerjinin %30’u yağdan alınmalıdır.

VİTAMİNLER – MİNARELLER : İyi yıkanmış ve pişirilmiş sebze,
 iyi yıkanmış meyve ve meyve suları verilmelidir.

Çocukların dişlerini korumak için Flor Tuzları ve kış aylarında D vitamini          verilmelidir.
Çocuklardaki  Demir eksikliğini gidermek için ise Demir Preparatları verilmelidir.


                           OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARININ BESLENME ÖNERİLERİ

Zorlama ve korkutma yapılmamalıdır.
Çocuğun her istediği yapılmamalıdır.
Çocuğun yemeğini yemesi için acele ettirilmemelidir.
Çocuğun yemeğini yerken gereksiz yere oyalanmasına engel olunmalıdır.
Başka çocuklarla kıyaslaması ( az yemesi, zayıf olması…)yapılmamalıdır.
Yemek yediği için her defasında ödüllendirilmemelidir.  Çocuğun sofrada hata yapabileceği unutulmamalıdır  .                                                                                          .Sofrada tartışma ve üzüntü verici konuşmalar yapılmalıdır.




  Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden beklenen uygarlık seviyesine ulaşabilmesi ancak bedensel ve zihinsel yönden güçlü, sağlıklı ve yetenekli bireylerin varlığına bağlıdır. Ülkemiz nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan çocuk ve gençlerin yeterli ve dengeli beslenmiş olmaları, onların gelecekte sağlıklı ve üretken bireyler olması için ön koşuldur. Çocuğun kişiliği özellikle okul öncesi dönemde şekillenmekte, yetişkinlik çağındaki davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi bu yıllara dayanmaktadır. Okul öncesi çocuklarda hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle pek çok besin öğesine olan gereksinim yaşamının diğer dönemlerine oranla daha fazladır. Bu nedenle bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş beslenme alışkanlıkları edinmek de çok önemlidir. Çocuğun bu yaşlarda kazandığı sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatının sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Çünkü sağlıklı beslenme çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişmesi ve davranışları üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Bir-altı yaş grubu çocukları kapsayan okul öncesi dönemi “oyun çocuğu” dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu dönemde ilk yaştan itibaren çocuk giderek bağımsızlık kazanmaya başlar, aile içinde çocuk değişmeye başlayan bir birey haline gelir. Bu sayısız gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.
Oyun çocuğu döneminde çocuk beslenme bakımından kendisine sunulan besinlere tabidir. Anne, baba ve varsa bakıcılar kendi yiyecek alışkanlıklarının, sevdikleri ve sevmedikleri şeylerin çocuk tarafından taklit edileceğini bilmelidirler. Anne ve babanın yedirme için ısrarları, ödüllendirme, ceza verme gibi yemek yeme sürecini vurgulayan tutumları çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. Çocukların yiyecek tüketimleri günlük olarak değişmektedir ve bazı günler az, bazı günler fazla yemeleri bu yaş grubunun özelliklerindedir. Bununla birlikte yemeklerini belirli saatte vermek, öğünler dışında abur cubur tabir edilen bisküvi, kraker, simit, kola, çikolata gibi besinlerin yenmesine izin vermemek gibi önlemlerle çocuğu düzenli bir beslenme programına alıştırmaya çalışılmalıdır

Okul Öncesi Dönemde Beslenme Nasıl Olmalı



  Özellikle artık bebeklikten çıkmış 2-6 yaş arası çocuklarda beslenme bilincinin kazandırılması oldukça önem taşıyor. Bu dönemde gelişen damak tatları tüm yaşantılarını etkileyeceğinden anne-babaların yemek konusunda dikkatli davranmaları ve çocukla inatlaşmamaları öneriliyor. Central Hospıtal’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Şafak, “Çocukların beslenmesinde öncelikli hedef; vücutlarının ihtiyacı olan vitamin, mineral, protein, karbonhidrat ve yağ ihtiyacını karşılamak olmalıdır” diyor.
     2-6 yaş, çocuklarda yeterli ve dengeli beslenme bilincinin geliştiği bir dönemdir.  Ancak, sosyal faaliyetler ve çok  fazla hareketli olmaları bu dönemi  zorlaştırabilir. Bu yaş aralığındaki çocukların inatçı  tavırlar sergilemesi de diğer bir olumsuz durumdur. Burada  dikkat edilmesi gereken konu, çocuğun okul dönemine kadar olan zaman diliminde doğru beslenme alışkanlıklarının oturtulmasıdır. Çünkü bu dönemde gelişen damak tatları ve alışkanlıklar tüm yaşamlarında etkilidir. Sonradan bu alışkanlıkları geliştirmek daha güçtür. 
Ebeveynler çocukla inatlaşıp durumu savaş haline getirmemelidir. Çocuğa yemek konusunda seçim hakkı tanınmalı, kendi başına yemesi için izin verilmelidir. Bu şekilde çocukta kendine güven ve bağımsızlık duygusu gelişir. Anne-babaların en büyük hatası çocukların kendini doyuramayacağı endişesi ile baskı yapmasıdır. Çocuk yemek yemeyi işkence değil, zevkli bir aktivite olarak görmelidir.
Çocukların beslenmesinde öncelikli hedef vücutlarının ihtiyacı olan vitamin, mineral, protein, karbonhidrat ve yağ ihtiyacını karşılamak olmalıdır. Bu durum çocuklar için yetişkinlerden daha önemlidir çünkü büyüme ve gelişmeleri hala devam eder. Bundan dolayı çocukların gereksinimleri karşılanmalıdır. Peki, nedir bunlar?


Süt ve süt ürünleri: Her gün 2-3 bardak süt veya süt ürünü tüketmelidirler. İster aralarda isterlerse yemeklerinin yanında süt içebilirler. Tüketilen süt günlük ve pastörize olmalıdır. Bu besin gurubu özellikle kalsiyum ve protein bakımından önemlidir. Burada seçimler çocukların tercihine bırakılmalıdır. Hiç süt içmeyen bir çocuk eğer yoğurt veya ayran tüketiyorsa, süt tüketimi için zorlanmamalıdır. Bu guruptan hiçbir yiyeceği yemiyor ise; çorbalara süt veya yoğurt katarak yedirilmeye çalışılabilir.




Et ve ürünleri: Çocukların gün içerisinde tüketmesi gereken et miktarı ortalama 100 gr kadar olmalıdır. Bu durum çocuğun yaşına ve kilosuna göre değişebilir. Tavuk, balık ve kırmızı et; dönüşümlü olarak çocuğa sevdiği şekilde verilmelidir. Vitamin kaybı kadar
 yedirilmelidir. Balık, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimleri için önem taşır. Balıkta bulunan selenyum ve fosfor, iyot için gereklidir.
 olmaması için etler kızartılmamalıdır. Bu besinler doğru tüketildiğinde çocuğun demir ve protein ihtiyacını karşılar. 



 Sebze ve Meyveler: Çocukların genelde en az sevdiği ve aslında onlar için en gerekli olan besin türü sebzelerdir. Hemen hemen bütün vitaminler farklı sebze ve meyvelerde bulunur. Bu nedenle çocuğa sebze-meyve yedirirken mümkün olduğunca çeşitlilik sağlanmalıdır. Sebzeler hem pişmiş hem de salata olarak verilmelidir. Ara öğünler içinse en uygun besinler meyvelerdir. Bu şekilde gereksiz şeker ve çikolata tüketiminin de önüne geçilmiş olur. Çocuklar her sebze ve meyveyi yemek zorunda değildir. 



 Tıpkı yetişkinler gibi damak tatlarına en uygun olanı seçerler. Her besin gurubundan 2-3 çeşit yemeleri yeterlidir. Çocuğu zorlamak yemekten daha da uzaklaşmasına neden olur. Burada önemli olan bir diğer nokta, mutlaka mevsimine uygun sebze ve meyve tüketiminin sağlanmasıdır. Böylece çocuk aldığı sebze veya meyveden maksimum vitamin sağlamış olur.


Ekmek Türevleri: Başta ekmek olmak üzere diğer karbonhidrat kaynakları da bu besin gurubuna aittir. Sadece yetişkinler değil çocuklar da beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekleri tüketmelidir. Tam tahıllı un, az işlenmiş olduğundan besin öğeleri açısından daha zengindir. Pirinç yerine bulgur tüketmek de iyi bir alternatiftir. Kilo almaya eğilimli çocuklarda bu besinleri tamamen kaldırmak yerine daha küçük porsiyonlar şeklinde verilmelidir. Kuru baklagiller olarak adlandırılan kuru fasulye, nohut, mercimek haftada 2-3 kez çocuklara mutlaka verilmelidir. Kuru baklagiller çorba, salata veya sulu yemek şeklinde hazırlanabilir. Çocukların bağırsaklarının düzgün çalışması için lifli besinler oldukça önem taşır.



16 Mart 2016 Çarşamba

Okul Öncesi Dönem Çocukların Enerji ve Besin Ögesi Gereksinimleri

Çocuklar, genetik yapıları, anne karnındaki ve bebeklik dönemindeki beslenme durumları, geçirdikleri hastalıklar vb. nedenlerle birbirlerinden büyük farklılıklar gösterirler. Bu nedenle, hiçbir çocuğun besin gereksinimi bir diğerine eşdeğer değildir. İri çocuklar daha fazla, ince ve ufak yapılı çocuklar daha az tüketirken, aynı yapıdaki ve aynı yaştaki iki çocuk da enerjiyi farklı kullanabilirler. Anneler çocukların gelişim durumlarını iyi değerlendirmeli çocuğu gereksiz yere yemesi için zorlamamalıdır. Bunun için de çocukluk yaşlarında büyüme ve gelişme çok iyi izlenmeli, duraklama ya da gerileme olup olmadığı değerlendirilmelidir. 


 Bedensel büyüme, vücut hacminin ve kütlesinin artması, bedensel gelişme ise hücre ve dokuların yapı ve işlevlerindeki değişmelerdir. Büyümenin sağlıklı olup olmadığı, vücut tartısı ve tartı artma hızı, boy uzunluğu ve boy uzama hızı, baş çevresi ve baş çevresi artma hızı, göğüs çevresi ölçüsü ve vücut bölümlerinin birbirine oranı ile, gelişme ise dişlerin çıkma değişme yaşı, kemiklerin olgunlaşma derecesi, nöromotor gelişme, cinsel gelişme, zeka ölçüm testleri ile değerlendirilir.
 Çocukların boy ve ağırlıkları 3 ve 97 persentil (yüzdelik) değerler arasında ise büyümeleri normal kabul edilir. Çocuk bulunduğu persentil de- ğerin altına inerse ya da duraklama gösterirse doktor kontrolüne alınması gerekir. Ağırlık artışı üç yaştan sonra yılda ortalama 2,5 kilo, boy artışı ise 5-7 cmdir. Çocuklar genellikle dört yaşında doğum boylarının iki katına ulaşırla

Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme Sıklığı Ve Miktarı

Yaşı ne olursa olsun çocuklar yetişkinlerle aynı besinlere gereksinim duyarlar. Sadece gereksinim duyulan miktarlar daha azdır. Yetişkinler gibi onlarda besinlerden enerji sağlarlar; fakat enerji gereksinimleri vücut ağırlıklarıyla orantılıdır. Ayrıca her besin için çocukların birçok seçeneği vardır. Çocuğa her bir besin grubundan kendi içinde birçok seçenek sunulabilir. Örneğin yoğurt yemiyorsa aynı gruptan peynir veya süt gibi besinler verilebilir. Eğer değişik birbirinden farklı yararlı besinler verilirse, çocuk bunların birçoğunu sevmeyi öğrenecek ve onlardan yararlanacaktır. Okul öncesi çocuklar besin grupları içinde en az sebzeleri severler. Bu nedenle sebzeleri çocuklara sunarken pişirme şekli ve servisine özen gösterilmelidir. Ayrıca bu yaş çocuklar keskin tatlara ve kokulara çok hassastırlar. Bu nedenle, genellikle çiğ yenebilen salatalık, domates, havuç gibi sebzeleri  diğer sebze yemeklerinden daha çok tercih ederler.

https://www.youtube.com/watch?v=Xigy0ZRaSOM


Bu yaş grubu çocuklar eti, büyük parçalar halinde tüketemez. Bu nedenle etin yemeklerde genellikle kıyma şeklinde kullanılması önerilir. Büyük parça et yemekleri verilecekse, iyi pişirilmiş olmasına özen gösterilmeli ve bu etler çocuklar için küçük parçalara bölünerek verilmelidir. Çocuk büyük parça eti, kendisi keserek ancak 7-8 yaşlarında yiyebilir.

Okul Öncesi Çocukların Beslenme Davranışları

Bu yaş grubu çocuklar besinleri karşılık olarak tüketmekten hoşlanmazlar. Besinleri kendine özgü tatlarına göre sunmak gerekir. Besini tanıyabilecekleri şekilde gördüklerinde ve besinler elleri ile yiyebilecekleri şekilde olduğunda daha çok severler. Okul öncesi dönem çocuğu besin seçicidir ve her besini iştahla yemez. Sevdikleri oldukça sınırlıdır. Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı sürece, çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir. Tekrar tekrar aynı yemeyi gören çocuk genellikle bir süre sonra kendilerinden yemeyi tatmak ister.

Besin seçme

En büyük etken yine aile bireylerinin besinlere karşı tutumudur. Çocuk aile içinde bir otorite olarak gördüğü babadan, yakın hissederek her türlü zorluğunu çözen anneden ve paylaşma duygularıyla birlikte kıskançlıkla yaklaştığı kardeşlerinden etkilenir. Beğenilerinde ve isteksiz davranışlarında onların davranış biçimleri ön plândadır.

Çocuklar özellikle meyve ve sebze gibi yeni yiyecekleri denemekte isteksiz olabilirler.

 Okul öncesi çocuğun bildiği yiyecekleri tercih etmesi ve yeni şeyleri denemekten korkması normaldir. 

 Okul öncesi çocuklar bir süre için sadece belli bazı çeşit besinleri yiyebilir. Çocuklar sevdiği veya herhangi 2 çeşit besini seçip diğer besinleri reddedebilir.
Çocuklar bazen sofrada oturur ancak yemek dışında herhangi bir şey ile ilgilenebilir. 

Çocuklar belirli renk veya dokuda besinleri reddedebilir. Örneğin kırmızı ve yeşil renkli; çekirdeği olan veya peltemsi yiyecekleri reddedebilir. 



Okul Öncesi Beslenmenin Önemi

Çocuğun yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak aile ile bakıcının beslenme alışkanlıkları  uygulamalarından etkilenir.
Anne ve babaların çocuğa yemek yedirmek için ısrarları, ödüllendirme, ceza verme gibi tutumları çocukların yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. 
Yetersiz ve dengesiz beslenme durumunda, fiziksel gelişimin yanı sıra zekâ gelişimi ve öğrenme yetenekleri de olumsuz yönde etkilenmektedir. 
Bu   kazanılan   alışkanlıkların,   ileri   yaşlardaki   beslenme   alışkanlıklarının temelini oluşturacağı unutulmamalıdır.


Çocukların beslenmesi anne karnında başlar. Annenin gebe kalmadan önceki beslenme durumu da bebeğin sağlığı için büyük önem taşır. Gebelikten önce yeterli ve dengeli beslenmiş, sağlıklı annelerin gebelikleri daha sorunsuz geçer. Annenin gebeliği boyunca yeterli ve dengeli beslenmiş olması, sağlıklı bebek dünyaya getirebilmenin en temel koşuludur. Sağlıklı olarak dünyaya gelen bebek, yeterli ve dengeli beslenmenin sürmesi ve iyi bir bakım ile (aşılar, banyo, güneşlenme, egzersiz vb) sağlıklı bir çocuk olarak büyür ve gelişir.